Veli-Der 2022-2023 Akademik Yılı Raporunu Açıkladı: 1,5 Milyon Kız Çocuk Eğitim Sisteminden Dışlanıyor.
Öğrenci Aile Birliği (Veli-Der), 2022-2023 Akademik Yılı değerlendirme raporunu açıkladı. Raporda, “1998’de eğitim yatırımlarına ayrılan bütçe yüzde 30,03 iken, 2023’te bu oran yüzde 9,18. İstatistikler toplamda 1,5 milyondan fazla kız çocuğunun eğitim sisteminin dışında kaldığını gösteriyor. İki çocuğumuzdan biri Açlık ve yoksulluk Özel ve özel okullara giden öğrenci sayısı tüm zamanların rekorunu kırdı.Eğitimde 4 artı 4 artı 4 uygulamasına geçmeden önce Türkiye’de 4 bin 664 özel okul varken, 2022 yılı 14 bin 179. Öte yandan toplam öğrenci sayısı yaklaşık 2,5 kat artarak 535 bin 788’den 1 milyon 578 bin 233’e yükseldi. okullar öğrenci artışına rağmen 5 bin 697 azaldı.Öğrenci Aile Birliği bir an önce en az 100 bin öğretmenin atanmasını, ÇEDES’in ve tüm protokollerin iptal edilmesini istedi.
Öğrenci Aile Birliği (Veli-Der) bugün İstanbul Kartal’da bir basın açıklaması yaparak ‘2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı Yıl Sonu Raporu’nu açıkladı. Dernekten yapılan açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan payın 2002 yılında yüzde 17,18 iken 2023 yılında bu payın yüzde 9,18’e düştüğü belirtildi. Özel okul sayısının rekor düzeyde arttığı ve 1,5 milyondan fazla kız öğrencinin eğitimden dışlandığına ilişkin bulgular şöyle:
ÇOCUKLAR AÇLIĞA VE YOKSULLUKA YOL AÇIYOR. TÜM ÖĞRENCİLERE ÜCRETSİZ YEMEK, SU VE FİNANSAL EĞİTİM DESTEĞİ
“Salgınla birlikte artan yoksulluk, ekonomik kriz ve seçim sonrası daha da büyük ekonomik kayıplar en çok çocukları etkiliyor. Ücretsiz okul yemeklerinin sadece öğrencilerin okul öncesi eğitimden yararlandığı yatılı okullarda dağıtılacağı açıklaması ve taşımalı eğitim, çocukların yaşadığı gıda ulaşım sorununa dair bir algı oluşturmanın ötesine geçmekte ve beslenme sorununun analizi olmaktan uzaktır.
Sadece 2020 verilerinde bile ülkemizdeki çocukların yüzde 44,3’ü yoksulluk ve açlıkla karşı karşıya kaldı. Açlık sınırı 9.814 TL’ye, yoksulluk sınırı 33.948 TL’ye ulaştı. 10 milyon işçi asgari ücret veya civarında çalışıyor. Yoksulluğun artması ve artmasıyla birlikte iki çocuğumuzdan en az biri açlık ve yoksulluk çekiyor.
Okullarda yetersiz ve dengesiz beslenme kadar sağlıklı içme suyuna erişim de önemli bir sorundur. Tüm okullarda ve üniversitelerde tüm öğrenciler için ücretsiz sağlıklı içme suyu uygulaması başlatılmalıdır. Açlık ve yoksulluk sınırında yaşayan tüm çocuklara her ay düzenli olarak maddi eğitim desteği verilmelidir.
TOPLU OKUL DURDURULMALI, ÇOCUKLAR OKULLARA DÖNMELİ
Milli Eğitim Bakanlığı’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde açıkladığı verilere göre; İlkokulda 11 bin 654, ortaokulda 28 bin 421, lisede 240 bin 668 öğrenci örgün eğitimden ayrıldı. Gerçek gerçek çok daha kötü. Yoksulluk derinleştiğinde her gün kitlesel okul terkleri yaşanıyor.
2021-2022 eğitim-öğretim yılında 570 bin 293 çocuk herhangi bir eğitim kurumuna kaydı yapılmadı. Bu çocukların nerede olduklarına veya neler yaşadıklarına dair en ufak bir bilgi yok. Açıköğretim, ortaokul ve liselerdeki öğrenci sayısı ise 1 milyon 738 bin 198 ile zirveye ulaştı. Öte yandan 9 yaşından 13 yaşına kadar haftada 4 gün esnek çalışma koşullarında çalıştırılan öğrenci sayısı ise Mesleki eğitim merkezleri adı ile okulda kağıt üzerinde gösterilen ve fiilen örgün eğitimden dışlanan öğrenci sayısı bir yılda yüzde 784 artışla 1 milyon 405 bine ulaştı.
Evlenme veya nişanlanma durumunda örgün eğitimden atılacakları söylenerek çocuk yaşta evlilikler yasallaştırıldı. Gerçekleri örten açıklamalarıyla inandırıcı gelmeyen TÜİK bilgileri bile gerçekleri örtmekten acizdir. 2021’de sadece 16-17 yaş grubundaki 14.000 çocuk resmi olarak zorla evlendirildi. TÜİK 2022 verilerine göre 15-19 yaş arası 856 bin öğrenci örgün eğitimden çıktı. Bu çocukların 556 bini kız.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2021-2022 eğitim-öğretim yılı okullaşma istatistiklerine göre ilkokulda 195 bin, ortaokulda 298 bin ve lisede 373 bin kız çocuğu eğitimden dışlanıyor. Açıköğretimde okuyan kız öğrenci sayısını 636.270 olarak gösteren istatistikler, toplamda 1,5 milyondan fazla kız çocuğunun eğitim sisteminin dışında kaldığını göstermektedir.
Mesleki eğitim verilen ve örgün eğitimin dışında kalan kurumlarda çocuklarımızın eğitim hakkı ellerinden alınmakta, parasız iş gücüne dönüştürülmekte ve aynı zamanda hayati tehlike ile karşı karşıya kalmaktadırlar. 2013 yılında meslek liseleri, okullar ve işyerlerinde 239 “iş kazası” yaşanırken, 2019’da bu sayı 2 bin 385’e çıktı. Detaylı bilgi olmadığı için çocukların “kazaları” ile ilgili herhangi bir açıklama ya da bilgi yok. .
EĞİTİME YETERLİ BÜTÇE AYRILMALIDIR
Eğitim yatırımlarına ayrılan bütçe 1998’de yüzde 30,03 iken, son 21 yılda bu oran geriledi. 2002 yılında MEB bütçesinin yüzde 17,18’i eğitim yatırımlarına ayrılırken, 2023 yılı için yüzde 9,18’i eğitim yatırımlarına ayrıldı. MEB bütçesinin merkezi yönetim bütçesine oranı 2022’de yüzde 10,79 iken, 2022 yılında bu oran yüzde 9,64’e geriledi. 2023 bütçesi mali bütçe kanun teklifi.
OKULLARDA DEPREM ÖNLEMLERİ ALINMALIDIR. DEPREM RİSKİ NEDENİYLE OKULLARDA GÜÇLENDİRME DEĞİL YIKIM KARARI UYGULANMALIDIR.
MEB verilerine göre deprem yönetmeliği öncesi yapılan okul sayısı 31.307’dir. Son on yılda sadece 5000 okul şoka dayanıklılık testine tabi tutuldu, 1500 okul depreme dayanıklı olmadığı için yıkıldı ve 2000 okul güçlendirildi. Sadece İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya gibi 10 büyük şehirde yıkılıp yapılmayan okul sayısı 234. Bu okulların ihaleleri ödenek yetersizliğinden iptal edilmiş; Ancak diğer yandan özel meslek lisesi sahiplerine teşvik adı altında milyonlarca lira aktarılırken, bakanlık bütçesinden Maarif Vakfı’na sadece 25 Mayıs 2022’de 1 milyar 871 milyon lira, 3,5 milyar lira aktarıldı. MEB Denklik Yönetmeliği’nde 2023 yılında Maarif Vakfı’na tahsis edilmiştir. değişikliği ile açıklanmıştır.
TÜM ÇOCUKLARIMIZA LAİK, KAMU ÖNCESİ EĞİTİM ÜCRETSİZ VERİLMELİDİR. 4-6 YAŞ KURAN KURSLARI ÇOCUKLARIN HAKKI, EĞİTİM HAKKI İHLALİDİR
Laik, halka açık okul öncesi eğitim tüm çocuklarımızın hakkıdır. Zorunlu imamlık, müfredat değişikliği, eğitim politikası, imtihan sistemi değişiklikleri, mezheplerle eğitimde yapılan protokoller, işbirliği ve laik eğitim tamamen ortadan kaldırılmıştır. Son Milli Eğitim Şurası’ndan sonra alınan kararla bu uygulamalar daha da ileri götürüldü ve 4-6 yaş Kur’an kurslarının yaygınlaşmasıyla okul öncesi din eğitimi 4 yaşa indirildi.
2021 Aralık ayında gerçekleştirilen okul öncesi din eğitimi cemaat temelli kurumlar adı altında kısa sürede yüzde 153 artırıldı. milyonu aştı. 2022-2023 eğitim-öğretim yılı başında bu sayı 127 bin 258 idi. (Son yapılan açıklamada 208 bin 920 kişinin “mezun olduğu” açıklandı.)
ÇEDES VE TÜM PROTOKOLLER İPTAL EDİLMELİ
Protokol ve iş birliği adı altında tüm eğitim kurumları sermaye ve cemaatlerin, mezheplerin ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “iş piyasasının ihtiyacını karşılamak” tabiriyle kuşatması altına alındı. “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerimin Yanındayım” (ÇEDES) protokolü, bugüne kadar imzalanan protokollerin ötesine geçen, hem öğretmenlik mesleğini hem de öğrencilerin laik ve bilimsel eğitim hakkını hedefleyen, Diyanet ve dini yapıların eğitim kuşatması kalıcı ve süreklidir. .
Protokol kapsamında Eskişehir ve İzmir’de 842 okula imam, müezzin, vaiz gibi din hizmetlerinde çalışan kişiler “manevi danışman” adı altında atandı. Protokol, imam, hatip, vaiz adı altında din görevlileri ve istekli öğrencilerin öğrencilere “Değerler Eğitimi” vermesinin önünü açıyor. Protokol aynı zamanda Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından belirlenen yetkililerin ayda bir kez velilerle görüşmesine olanak sağlıyor. Bu kişiler il/ilçe müftülüğü tarafından belirlenecektir. Deprem bölgesinde de çalışma yapılacak. Deprem bölgelerindeki öğrencilerin AFAD, Kızılay, Yeşilay ve Diyanet Vakfı’nın çalışmalarında yer alması sağlanacak.
Protokol kapsamında okul dışında da etkinlikler düzenlenebilecek. ÇEDES kapsamındaki kurslar, “il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerince sağlanıyorsa” protokol taraflarının sağladığı yerlerde yapılabilir. Fiyat Kulübü öğrencilerine rol model olabilecek istekli öğrencilerin proje kapsamındaki çalışmalara destek olabilecekleri unsur son derece açık uçlu ve çocuklarımızın kime teslim edileceği konusu son derece tehlikelidir. . Okullarımızın ve eğitimin dini yapılara teslim edilmesinin ağır sonuçlarına rağmen aynı uygulamalar devam etmektedir.
ÇEDES ve tüm protokoller iptal edilmelidir. Tüm velileri ÇEDES protokolüne karşı dilekçe vermeye, çocuklarımızın laik ve bilimsel eğitim hakkı için mücadele etmeye çağırıyoruz.
PROJE OKULLARI SONLANDIRILMALIDIR
Proje okulu uygulaması için ilk adım 2014 yılında 652 sayılı KHK ile atıldı. Başlangıçta Türkiye’nin en temel liseleri başta olmak üzere 155 okul proje okulu ilan edildi. Bu kararname ile Milli Eğitim Bakanlığı’na söz konusu okullara öğretmen atama, okulda görev yapan öğretmenleri görevden alma, okul müdür ve yöneticilerini atama yetkisi verilmiştir. “Aynı okulda sekiz yıldan fazla görev yapmış öğretmen bulunmayacak” düzenlemesiyle öğretmenler fiilen sürgüne gönderildi.
Haftalarca veli ve öğretmenlerin itiraz ve eylemlerine rağmen, proje okulları takımlaşma politikalarının uygulandığı, laik eğitim kalitesinin ortadan kaldırılarak piyasalaştırıldığı, okulların tarihi ve kültürü değiştirilmeye çalışılan kurumlara dönüştürülmüştür. şenliklerini ve etkinliklerini yasaklayarak yok ettiler.
EN AZ 100 ÖĞRETMEN RANDEVU ALINMALI
2002-2022 döneminde 19 bin 708 köy okulu kapatıldı. Eğitime erişim en temel hak olmasına rağmen köylerde yaşayan çocuklarımız okulsuz, öğretmensiz bırakılmıştır. Taşımalı eğitime zorlandı. 2022 yılı verilerine göre öğretmen açığı nedeniyle okullarımızda en az 80 bin öğretmen olmasına, 20 bine yakın köy okulunun kapanmasına, tarifsiz bir acıyla kaybettiğimiz öğretmenlere ve en az öğretmen ihtiyacına rağmen. özellikle deprem bölgesinde her okula bir manevi danışman ve rehber öğretmen ataması yapılmadı.
Çocuklarımız okulsuz, öğretmensiz, ataması yapılmayan öğretmenler özel okullarda taban fiyatın bile altında çalışma koşullarıyla baş başa bırakıldı veya başka işlerde aç bırakıldı. Geleceklerinden ümidi olmayan onlarca öğretmen atamaları yapılmadığı için farklı işlerde çalışırken iş cinayetlerinde yaşamına son verdi, hayatını kaybetti. Geçenlerde inşaatta çalışan bir hocamızı özel okulda çalışırken işsiz kaldığı için kaybettik. Çocuklarımızın eğitim hakkı ve öğretmenlerin mesleki hakları için bir an önce en az 100 bin öğretmen ataması yapılmalıdır.
ÖZEL OKUL SAYISI TÜM ZAMANLARIN REKORUNU KIRDI
Özel okullara ve özel okullara giden öğrenci sayısı tüm zamanların rekorlarını kırdı. Eğitimde 4+4+4 uygulaması öncesinde Türkiye’de 4 bin 664 özel okul bulunurken, 2022 itibarıyla özel okul sayısı 14 bin 179’a, toplam öğrenci sayısı ise yaklaşık 2,5 kat artarak 535 bin 788’den 1’e çıktı. milyon 578 bin 233.e (önceden 1 milyon 310 bin 605). 4+4+4 uygulamasının başlamasından bu yana öğrenci artışına rağmen devlet ilköğretim okullarının sayısı 5.697 azaldı.
Enflasyonun artmasıyla ilintili özel okul sahipleri, özel okulların ticarethane olduğunu açık bir şekilde ispat edecek şekilde velilerden yüzbinlerce lira talep ederek, öğretmenleri haftanın yedi günü esnek çalışmaya zorluyor. koşullarda ve hatta taban fiyatın altında. Özel okul sahipleri ne isterse onu yapan Milli Eğitim Bakanlığı, 2023-2024 eğitim öğretim yılı için özel okul fiyat artış oranını yüzde 65 olarak açıkladı. Bu büyük sayı özel okul sahipleri için yeterli olmasa da bu oran sadece orta sınıflarla sınırlı kalmakta ve yeni kayıtlar için çok daha yüksek fiyatlar talep edilmektedir.
Biz anne babalar her yeni güne sıkıntıyla başlarız. Çocuklarımızın yoksulluk nedeniyle okullarından ayrılmadığı, yoksulluk nedeniyle okullarından ayrılmadığı, erken yaşta çalıştırılmadığı, merak etmeyin laik, kamusal eğitim hakları için mücadele etmeye devam edeceğiz. deprem riski nedeniyle yaşamları hakkında, okulsuz ve öğretmensiz bırakılmamakta ve okullar topluluklar tarafından kuşatılmamaktadır.